Logo

Yayınlar

Uzaktan Eğitimin İyileştirilmesi: Salgın Kaynaklı Eğitim Krizini Aşmak İçin Öneriler


Çin’de ortaya çıkıp bütün dünyaya yayılan Koronavirüs salgını, sağlık ve ekonomi alanlarında olduğu gibi eğitimde de büyük bir krize sebep olmuş, 192 ülkede okullardaki eğitime ara verilmiştir. Stratejik öneme sahip olan eğitimin aksamaması için, her ülke kendi imkânları ölçüsünde çözüm arayışlarına girmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim öğretimin faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için uzaktan eğitim eylem planını açıklayarak yürürlüğe koymuştur. Ancak mevcut uzaktan eğitim imkânları, okulların uzun süre kapalı kalmasından kaynaklanacak sorunlara cevap vermekten uzaktır.  Bu çalışmada, salgının yakın zamanda sona ermemesi ihtimaline karşı Türkiye’de mevcut uzaktan eğitim imkânlarının artırılmasına yönelik kalıcı çözümler tartışılmış, teknik alt yapı eksiklerinin giderilmesi, öğretmen yeterliklerinin artırılması, velilerin uzaktan eğitime katkısının sağlanması, müfredatın uzaktan eğitime uyarlanması ve uzaktan öğretim çalışmalarının eğitim olarak algılanmasının önüne geçilmesine dair önerilerde bulunulmuştur.  Çin’de ortaya çıkıp bütün dünyaya yayılan Koronavirüs salgını, sağlık ve ekonomi alanlarında olduğu gibi eğitimde de büyük bir krize sebep olmuş, 192 ülkede okullardaki eğitime ara verilmiştir. Stratejik öneme sahip olan eğitimin aksamaması için, her ülke kendi imkânları ölçüsünde çözüm arayışlarına girmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim öğretimin faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için uzaktan eğitim eylem planını açıklayarak yürürlüğe koymuştur. Ancak mevcut uzaktan eğitim imkânları, okulların uzun süre kapalı kalmasından kaynaklanacak sorunlara cevap vermekten uzaktır.  Bu çalışmada, salgının yakın zamanda sona ermemesi ihtimaline karşı Türkiye’de mevcut uzaktan eğitim imkânlarının artırılmasına yönelik kalıcı çözümler tartışılmış, teknik alt yapı eksiklerinin giderilmesi, öğretmen yeterliklerinin artırılması, velilerin uzaktan eğitime katkısının sağlanması, müfredatın uzaktan eğitime uyarlanması ve uzaktan öğretim çalışmalarının eğitim olarak algılanmasının önüne geçilmesine dair önerilerde bulunulmuştur.

ÜNİVERSİTE FİKRİYATI: GEÇMİŞTEN GELECEĞE ÜNİVERSİTELERİN DÖNÜŞÜMÜ


Raporda Üniversite kurumunun doğuşundan günümüze kadar değişerek ve gelişerek büyümesi ele alınıyor. Ortaçağ üniversitelerinden sanayi devrimi sonrası üniversitelerine ve oradan da bilgi çağı üniversitelerine doğru yapılan yolculukta üniversitelerin nasıl bir gelişim gösterdikleri ve nasıl bugünlere kadar gelebildiği üzerinde duruluyor. Bu yolculukta her menzilde aldıkları ve bıraktıklarından yola çıkılarak bir yüksek öğretim kurumunun üniversite olması için nelere sahip olması gerektiği anlaşılmaya çalışılıyor. Böylece büyük bir kısmı genç olan üniversitelerimize, Geleceğin Türkiyesinde ve dünyasında ayakta kalabilmeleri için bazı kurumsal ve yapısal öneriler sunuluyor.   Raporda Üniversite kurumunun doğuşundan günümüze kadar değişerek ve gelişerek büyümesi ele alınıyor. Ortaçağ üniversitelerinden sanayi devrimi sonrası üniversitelerine ve oradan da bilgi çağı üniversitelerine doğru yapılan yolculukta üniversitelerin nasıl bir gelişim gösterdikleri ve nasıl bugünlere kadar gelebildiği üzerinde duruluyor. Bu yolculukta her menzilde aldıkları ve bıraktıklarından yola çıkılarak bir yüksek öğretim kurumunun üniversite olması için nelere sahip olması gerektiği anlaşılmaya çalışılıyor. Böylece büyük bir kısmı genç olan üniversitelerimize, Geleceğin Türkiyesinde ve dünyasında ayakta kalabilmeleri için bazı kurumsal ve yapısal öneriler sunuluyor.  

STK'larda İş Birliği Kültürünün Geliştirilmesi


Kurumsal Yönetim Akademisi (KYA), sivil toplum alanında kâr amacı gütmeden faaliyet gösteren kuruluşların “kurumsal kapasitelerini” artırmak amacıyla faaliyetler yürütmektedir. KYA, sivil alandaki çalışmaların gönüllülük ruhunu ve motivasyonunu kaybetmeden daha organize, verimli ve sürekli olmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda STK Konuşmaları, STK’ların önemli ve öncelikli meselelerini ele alan çok önemsediğimiz bir etkinlik serisidir. Bu etkinlikte STK’ların gündemini etkileyen konular, sivil toplumdan katılımcılarla müzakere edilmekte sonra da raporlanmaktadır. Gönüllük temelli faaliyet gösteren STK’ların iş birliği ve birlikte çalışma kültürü konusundaki eksiklikleri son yıllarda sıkça dile getirilmektedir. Bu ihtiyaçtan hareketle STK Konuşmaları’nın sekizincisi bu konuya ayrılmıştır. Bu rapor,  “STK’larda İş Birliği Kültürünün Geliştirilmesi” konusuyla 23 Şubat 2019 tarihinde gerçekleştirilen STK Konuşmaları’ndan, katılımcılarının fikirlerinden de yararlanarak Halit Bekiroğlu ve Züleyha Sayın tarafından yayına hazırlanmıştır.  Kurumsal Yönetim Akademisi (KYA), sivil toplum alanında kâr amacı gütmeden faaliyet gösteren kuruluşların “kurumsal kapasitelerini” artırmak amacıyla faaliyetler yürütmektedir. KYA, sivil alandaki çalışmaların gönüllülük ruhunu ve motivasyonunu kaybetmeden daha organize, verimli ve sürekli olmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda STK Konuşmaları, STK’ların önemli ve öncelikli meselelerini ele alan çok önemsediğimiz bir etkinlik serisidir. Bu etkinlikte STK’ların gündemini etkileyen konular, sivil toplumdan katılımcılarla müzakere edilmekte sonra da raporlanmaktadır. Gönüllük temelli faaliyet gösteren STK’ların iş birliği ve birlikte çalışma kültürü konusundaki eksiklikleri son yıllarda sıkça dile getirilmektedir. Bu ihtiyaçtan hareketle STK Konuşmaları’nın sekizincisi bu konuya ayrılmıştır. Bu rapor,  “STK’larda İş Birliği Kültürünün Geliştirilmesi” konusuyla 23 Şubat 2019 tarihinde gerçekleştirilen STK Konuşmaları’ndan, katılımcılarının fikirlerinden de yararlanarak Halit Bekiroğlu ve Züleyha Sayın tarafından yayına hazırlanmıştır. 

Geleceğin Eğitiminde Yeni Öğretmen Becerileri


“Geleceğin Eğitiminde Yeni Öğretmen Becerileri” Başlıklı  Analiz Raporu Yayımlandı! İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı, Geleceğin Türkiyesi projesi kapsamında hazırladığı eğitim çalışmalarına bir yenisini ekledi. Eğitim alanını kuşatan, kapsamlı, çözüm odaklı çalışmalarımızda eğitimin önemli konularından biri olan “Geleceğin Eğitiminde Yeni Öğretmen Becerileri” başlıklı analiz raporumuz ile karşınızdayız.Rapor, 21.yüzyıl’ın temel karakteristiği olan dijital dönüşümün öğrenme ortamlarına ve kaynaklarına olan etkisini odağa alıyor. Değişen sosyal yaşamın, yeni öğrenme ortamlarının, yeni öğrencinin ve değişen iş yapılarının öğretmen becerileri üzerinde oluşturduğu beklentilere işaret ediyor. Öğrencilerin değişmekte olan toplumsal yapılara uyum sağlaması, geleceğin iş yaşamına hazırlıklı olmasında öğretmenin üstleneceği vazifeye dikkat çeken çalışma, 21. yüzyıl öğretmeninin bu önemli vazifeyi yerine getirebilmesi için liderlik, iş birliği, meslek etiği gibi sahip olması gereken bazı temel becerilere vurgu yapıyor.Arife Gümüş’ün kaleme aldığı rapor, öğretmenlerin 21. yüzyıl standartları açısından sahip olması gereken temel becerilerin ne olduğuna dair önemli tespitler ve öneriler içeriyor.   “Geleceğin Eğitiminde Yeni Öğretmen Becerileri” Başlıklı  Analiz Raporu Yayımlandı!   İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı, Geleceğin Türkiyesi projesi kapsamında hazırladığı eğitim çalışmalarına bir yenisini ekledi. Eğitim alanını kuşatan, kapsamlı, çözüm odaklı çalışmalarımızda eğitimin önemli konularından biri olan “Geleceğin Eğitiminde Yeni Öğretmen Becerileri” başlıklı analiz raporumuz ile karşınızdayız. Rapor, 21.yüzyıl’ın temel karakteristiği olan dijital dönüşümün öğrenme ortamlarına ve kaynaklarına olan etkisini odağa alıyor. Değişen sosyal yaşamın, yeni öğrenme ortamlarının, yeni öğrencinin ve değişen iş yapılarının öğretmen becerileri üzerinde oluşturduğu beklentilere işaret ediyor. Öğrencilerin değişmekte olan toplumsal yapılara uyum sağlaması, geleceğin iş yaşamına hazırlıklı olmasında öğretmenin üstleneceği vazifeye dikkat çeken çalışma, 21. yüzyıl öğretmeninin bu önemli vazifeyi yerine getirebilmesi için liderlik, iş birliği, meslek etiği gibi sahip olması gereken bazı temel becerilere vurgu yapıyor. Arife Gümüş’ün kaleme aldığı rapor, öğretmenlerin 21. yüzyıl standartları açısından sahip olması gereken temel becerilerin ne olduğuna dair önemli tespitler ve öneriler içeriyor. 

Mesleki ve Teknik Eğitimin Geleceği


Ülkemizdeki mesleki ve teknik eğitim sisteminin mevcut durumu önemli ve köklü yapısal sorunlara sahip olup, tüm bu sorunlar tarihsel bir süreçte ülkenin sosyolojik ve ekonomik yapısının yansıması niteliğindedir. Özellikle 28 Şubat döneminde 8 yıllık kesintisiz temel eğitim uygulamasına geçilmesi ve meslek lisesi mezunlarına yükseköğretime geçişte katsayı engeli konulmasının ardından daralan mesleki ve teknik ortaöğretimde taşlar hâlâ yerine oturmamıştır.    Konu ile ilgili yapılan bütün çalışmalar ve resmî belgeler aslında sorunun farkında olduğumuz gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle yapılması gereken şey mesleki eğitime ilişkin sorunların yeniden tespit edilmesinden ziyade, sistemdeki kronik sorunlar için geliştirilen çözümlerin hızlı bir şekilde uygulanmasıdır. Bunu yaparken de herhangi bir politika belirleme veya bu alana yönelik yatırım sürecinde karar alınırken sadece dünyadaki iyi uygulamaların örnek alınmasının yeterli olmadığı göz önüne alınması gereken en önemli husus olmalıdır. Zira bir ülke de mesleki eğitimin karakterine yön veren temel faktörler ülkelerin kendi sosyolojik ve ekonomik gerçekleri ile gelecek vizyonlarıdır.    2023 vizyonuyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme yolculuğunda olan Türkiye’nin sanayide dijital dönüşümü hızlandırması, bilim, sanayi ve teknoloji politikaları ile birlikte temel eğitimden mesleki eğitime kadar tüm eğitim olgusunu değiştirmesi zorunlu bir hal almıştır. Ülkemizin Endüstri 4.0 treninde yer alabilmesi için mesleki ve teknik eğitimde ihtiyaç duyulan değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek bir tercihten öte zorunluluktur. Ülkemizdeki mesleki ve teknik eğitim sisteminin mevcut durumu önemli ve köklü yapısal sorunlara sahip olup, tüm bu sorunlar tarihsel bir süreçte ülkenin sosyolojik ve ekonomik yapısının yansıması niteliğindedir. Özellikle 28 Şubat döneminde 8 yıllık kesintisiz temel eğitim uygulamasına geçilmesi ve meslek lisesi mezunlarına yükseköğretime geçişte katsayı engeli konulmasının ardından daralan mesleki ve teknik ortaöğretimde taşlar hâlâ yerine oturmamıştır.  Konu ile ilgili yapılan bütün çalışmalar ve resmî belgeler aslında sorunun farkında olduğumuz gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle yapılması gereken şey mesleki eğitime ilişkin sorunların yeniden tespit edilmesinden ziyade, sistemdeki kronik sorunlar için geliştirilen çözümlerin hızlı bir şekilde uygulanmasıdır. Bunu yaparken de herhangi bir politika belirleme veya bu alana yönelik yatırım sürecinde karar alınırken sadece dünyadaki iyi uygulamaların örnek alınmasının yeterli olmadığı göz önüne alınması gereken en önemli husus olmalıdır. Zira bir ülke de mesleki eğitimin karakterine yön veren temel faktörler ülkelerin kendi sosyolojik ve ekonomik gerçekleri ile gelecek vizyonlarıdır.  2023 vizyonuyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme yolculuğunda olan Türkiye’nin sanayide dijital dönüşümü hızlandırması, bilim, sanayi ve teknoloji politikaları ile birlikte temel eğitimden mesleki eğitime kadar tüm eğitim olgusunu değiştirmesi zorunlu bir hal almıştır. Ülkemizin Endüstri 4.0 treninde yer alabilmesi için mesleki ve teknik eğitimde ihtiyaç duyulan değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek bir tercihten öte zorunluluktur.