Logo

Yayınlar

Öğretmen Gelişiminde Bir Model: İstanbul Öğretmen Akademileri


Öğretmenlik, çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde gelişim göstermesi gereken, uzmanlık isteyen bir meslektir. Bu ihtiyaç, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik tartışmaların sürekli gündemde kalmasına neden olmaktadır. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren faaliyet gösteren “İstanbul Öğretmen Akademileri” öğretmenlerin mesleki gelişimleri için yenilikçi ve yerel bir model olarak hayata geçirilmiştir. İstanbul Öğretmen Akademileri projesi kapsamında, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarda mesleki gelişim modellerinden etkilendiği görülmektedir. EPAM olarak İstanbul Öğretmen Akademilerini konu aldığımız bu politika notunda, İstanbul Öğretmen Akademileri, öğretmenler için mesleki gelişim modelleri ve uygulamaları bakımından incelenmiş ve Millî Eğitim Sistemi ve mesleki gelişim çalışmaları ışığında değerlendirilmiştir. Projenin etkisinin, verimliliğinin ve sürdürülebilirliğinin artırılmasına yönelik tespitlerde bulunulmuş ve politika önerileri sunulmuştur.  Öğretmenlik, çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde gelişim göstermesi gereken, uzmanlık isteyen bir meslektir. Bu ihtiyaç, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik tartışmaların sürekli gündemde kalmasına neden olmaktadır. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren faaliyet gösteren “İstanbul Öğretmen Akademileri” öğretmenlerin mesleki gelişimleri için yenilikçi ve yerel bir model olarak hayata geçirilmiştir. İstanbul Öğretmen Akademileri projesi kapsamında, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarda mesleki gelişim modellerinden etkilendiği görülmektedir. EPAM olarak İstanbul Öğretmen Akademilerini konu aldığımız bu politika notunda, İstanbul Öğretmen Akademileri, öğretmenler için mesleki gelişim modelleri ve uygulamaları bakımından incelenmiş ve Millî Eğitim Sistemi ve mesleki gelişim çalışmaları ışığında değerlendirilmiştir. Projenin etkisinin, verimliliğinin ve sürdürülebilirliğinin artırılmasına yönelik tespitlerde bulunulmuş ve politika önerileri sunulmuştur.  Öğretmenlik, çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde gelişim göstermesi gereken, uzmanlık isteyen bir meslektir. Bu ihtiyaç, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik tartışmaların sürekli gündemde kalmasına neden olmaktadır. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren faaliyet gösteren “İstanbul Öğretmen Akademileri” öğretmenlerin mesleki gelişimleri için yenilikçi ve yerel bir model olarak hayata geçirilmiştir. İstanbul Öğretmen Akademileri projesi kapsamında, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarda mesleki gelişim modellerinden etkilendiği görülmektedir. EPAM olarak İstanbul Öğretmen Akademilerini konu aldığımız bu politika notunda, İstanbul Öğretmen Akademileri, öğretmenler için mesleki gelişim modelleri ve uygulamaları bakımından incelenmiş ve Millî Eğitim Sistemi ve mesleki gelişim çalışmaları ışığında değerlendirilmiştir. Projenin etkisinin, verimliliğinin ve sürdürülebilirliğinin artırılmasına yönelik tespitlerde bulunulmuş ve politika önerileri sunulmuştur. 

Türkiye'de Sivil Toplumun Gündemi Ekim Kasım 2021 Sayısı Yayımlandı


Aylık olarak yayınlamaya devam ettiğimiz “Türkiye’de Sivil Toplumun Gündemi” bülteninin Ekim-Kasım sayısıyla karşınızdayız. Bülteni hazırlanırken Türkiye’deki pek çok STK’nın faaliyetleri inceledik. Covid-19 salgını sonrası Zoom ve türevi programların da sağladığı kolaylıkla birçok seminer, konferans gibi organizasyonlar kolay bir biçimde düzenlenebilir hale gelmesinden ötürü bu faaliyetlerin birçoğuna bültenimizde yer veremedik. Rapor, kitap, bilgi notu gibi yarı akademik çalışmaların yanı sıra çalıştay, sempozyum, eğitim atölyeleri gibi geniş ölçekli organizasyonları dikkate aldık ve bunlara bültenimizde kronolojik olarak sıraladık. Bültenin online versiyonunda, haber başlıklarına haberin kaynağına götüren linkleri yerleştirdik. Toplamda 15 faaliyetin yer aldığı bu sayıda ayın faaliyeti olarak Sivil Sayfalar’ın Etkiniz AB işbirliğinde STK’ların dilekçe hakkına ilişkin hazırladığı rapor kendine yer buldu. Diğer yandan ayın kurumu 6’ncısını düzenledikleri Türkiye İş Ahlakı Zirvesi ile İGİAD oldu. Ayın röportajı olarak ise uzun yıllardır sivil toplumun içinde olan Halit Bekiroğlu’yla Türkiye sivil toplumunun dijitalleşme performansını ve İLKE Vakfı Youtube kanalında başladığı video serisi ile alakalı konuştuk. Aylık olarak yayınlamaya devam ettiğimiz “Türkiye’de Sivil Toplumun Gündemi” bülteninin Ekim-Kasım sayısıyla karşınızdayız. Bülteni hazırlanırken Türkiye’deki pek çok STK’nın faaliyetleri inceledik. Covid-19 salgını sonrası Zoom ve türevi programların da sağladığı kolaylıkla birçok seminer, konferans gibi organizasyonlar kolay bir biçimde düzenlenebilir hale gelmesinden ötürü bu faaliyetlerin birçoğuna bültenimizde yer veremedik. Rapor, kitap, bilgi notu gibi yarı akademik çalışmaların yanı sıra çalıştay, sempozyum, eğitim atölyeleri gibi geniş ölçekli organizasyonları dikkate aldık ve bunlara bültenimizde kronolojik olarak sıraladık. Bültenin online versiyonunda, haber başlıklarına haberin kaynağına götüren linkleri yerleştirdik. Toplamda 15 faaliyetin yer aldığı bu sayıda ayın faaliyeti olarak Sivil Sayfalar’ın Etkiniz AB işbirliğinde STK’ların dilekçe hakkına ilişkin hazırladığı rapor kendine yer buldu. Diğer yandan ayın kurumu 6’ncısını düzenledikleri Türkiye İş Ahlakı Zirvesi ile İGİAD oldu. Ayın röportajı olarak ise uzun yıllardır sivil toplumun içinde olan Halit Bekiroğlu’yla Türkiye sivil toplumunun dijitalleşme performansını ve İLKE Vakfı Youtube kanalında başladığı video serisi ile alakalı konuştuk.

Nitelikli Göçmen İş Gücünün Çalışma Yaşamına Entegrasyonu


İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) sağlıkta özelleşme, yeşil ekonomi, genç işsizlik, Üniversitelerde AR-GE, arabuluculuk ve uzlaştırma konularında yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi!İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Dr. Fatih Yaman, “Nitelikli Göçmen İş Gücünün Çalışma Yaşamına Entegrasyonu” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce kavramsal karmaşayı aşmak adına göçmenlik kategorileri ele alınmış ardından, göçmenler ve istihdam ilişkisini değerlendirmeyi kolaylaştıracak veriler üzerinden konu analiz edilmiştir. Politika notunda dünyadaki uluslararası göçmen verileri, Türkiye’deki göçmen sayıları, yabancılara verilen çalışma izinleri, çalışma iznine sahip göçmenlerin uyruk, eğitim düzeyi ve cinsiyetleri, ekonomik faaliyete göre dağılımları ele alınarak entegrasyonun gerçekleşmesinde belirleyici bir parametre olan nitelikli göçmenlerin çalışma yaşamına uyumları risk ve fırsatlar temelinde irdelenmiştir.  Bu konudaki risk ve fırsatların tespitinin ardından bu alana yönelik çok katmanlı bir program öngören öneriler ortaya konulmuştur.  İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) sağlıkta özelleşme, yeşil ekonomi, genç işsizlik, Üniversitelerde AR-GE, arabuluculuk ve uzlaştırma konularında yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Dr. Fatih Yaman, “Nitelikli Göçmen İş Gücünün Çalışma Yaşamına Entegrasyonu” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce kavramsal karmaşayı aşmak adına göçmenlik kategorileri ele alınmış ardından, göçmenler ve istihdam ilişkisini değerlendirmeyi kolaylaştıracak veriler üzerinden konu analiz edilmiştir.   Politika notunda dünyadaki uluslararası göçmen verileri, Türkiye’deki göçmen sayıları, yabancılara verilen çalışma izinleri, çalışma iznine sahip göçmenlerin uyruk, eğitim düzeyi ve cinsiyetleri, ekonomik faaliyete göre dağılımları ele alınarak entegrasyonun gerçekleşmesinde belirleyici bir parametre olan nitelikli göçmenlerin çalışma yaşamına uyumları risk ve fırsatlar temelinde irdelenmiştir.  Bu konudaki risk ve fırsatların tespitinin ardından bu alana yönelik çok katmanlı bir program öngören öneriler ortaya konulmuştur.

İslam işbirliği Teşkilatı, Sosyal Politikalar ve COVID-19


İLKE Vakfı olarak İslam iktisadı düşüncesinin külli bir şekilde inşası için yetkin fikir ve teorilerin üretilmesini teşvik etmeyi ve yeni çalışmalara zemin teşkil etmeyi amaçlayarak kurduğumuz İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İstanbul Üniversitesi'nden Prof.Dr. Faruk Taşçı "İslam İşbirliği Teşkilatı, Sosyal Politikalar ve COVID-19" başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda  İİT’nin sosyal politikalarının mahiyeti ve özelde COVID-19 bağlamında yapılanlara yer verilerek bazı öneriler ortaya koyulmaktadır. Dünyada iki milyara yaklaşan Müslüman nüfusu ile İslam ülkelerinde yoksulluk, açlık ve susuzluk başta olmak üzere birçok ekonomik ve sosyal sorunlar baş göstermektedir. Olağanüstü dönemler söz konusu olduğunda (örneğin COVID-19 salgını) da sorunlar daha bariz bir görüntü vermektedir. Politika notunda bu sorunlarla mücadele kapsamında İİT bünyesindeki “yardımcı organlar, bağlı organlar, uzmanlaşmış organlar ve daimî komiteler” ile birlikte İİT yardımcı organlarından İslam Dayanışma Fonu (ISF) ve Vakfı, uzmanlaşmış organlarından İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK)'ın sosyal politikaları incelenmektedir. İLKE Vakfı olarak İslam iktisadı düşüncesinin külli bir şekilde inşası için yetkin fikir ve teorilerin üretilmesini teşvik etmeyi ve yeni çalışmalara zemin teşkil etmeyi amaçlayarak kurduğumuz İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İstanbul Üniversitesi'nden Prof.Dr. Faruk Taşçı "İslam İşbirliği Teşkilatı, Sosyal Politikalar ve COVID-19" başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda  İİT’nin sosyal politikalarının mahiyeti ve özelde COVID-19 bağlamında yapılanlara yer verilerek bazı öneriler ortaya koyulmaktadır. Dünyada iki milyara yaklaşan Müslüman nüfusu ile İslam ülkelerinde yoksulluk, açlık ve susuzluk başta olmak üzere birçok ekonomik ve sosyal sorunlar baş göstermektedir. Olağanüstü dönemler söz konusu olduğunda (örneğin COVID-19 salgını) da sorunlar daha bariz bir görüntü vermektedir. Politika notunda bu sorunlarla mücadele kapsamında İİT bünyesindeki “yardımcı organlar, bağlı organlar, uzmanlaşmış organlar ve daimî komiteler” ile birlikte İİT yardımcı organlarından İslam Dayanışma Fonu (ISF) ve Vakfı, uzmanlaşmış organlarından İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK)'ın sosyal politikaları incelenmektedir.

Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler Öneriler


İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), gündeme dair odak alanlarımızda gerçekleştirdiğimiz yayın çalışmalarımızdan Politika Notları serisinin 31. sayısını “Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler, Öneriler” başlığı ile yayımladı.Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Fahri Yavuz’un kaleme aldığı " Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler, Öneriler" başlıklı politika notu toplumu önemli ölçüde etkileyen gıda politikalarına yönelik tespit ve önerilerde bulunulmuştur.  2008 ekonomik krizinin ardından tüm dünyada kendini gösteren gıda enflasyonu, Türkiye’de de 2020’nin ilk çeyreğinden sonra COVID-19 salgınının ve Ekim-Kasım aylarında oluşan kuraklık endişesinin etkisiyle görünür olmuştur. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün 2003-2021 gıda fiyat endeksi Mayıs 2020’de 91 iken Mayıs 2021’de 127’ya yükselmiştir. Türkiye’de ise Temmuz 2021 itibariyle son bir yılda gıda TÜFE’deki artışın (%24,9) genel TÜFE’deki artış (%18,9) üzerine çıkması gıda enflasyonunun göstergesi olmuştur. Politika Notu 31’de düşük ve orta gelirliler başta olmak üzere genel enflasyonu, tüketicileri, hatta tarımsal ürün ve gıda üreticilerini olumsuz yönde etkileyen gıda enflasyonu ile ilgili öngörüler, önlemler ve öneriler; verilere dayalı analizlerin ve çıkarımların ışığında ortaya koyulmuştur. İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), gündeme dair odak alanlarımızda gerçekleştirdiğimiz yayın çalışmalarımızdan Politika Notları serisinin 31. sayısını “Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler, Öneriler” başlığı ile yayımladı. Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Fahri Yavuz’un kaleme aldığı " Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler, Öneriler" başlıklı politika notu toplumu önemli ölçüde etkileyen gıda politikalarına yönelik tespit ve önerilerde bulunulmuştur.   2008 ekonomik krizinin ardından tüm dünyada kendini gösteren gıda enflasyonu, Türkiye’de de 2020’nin ilk çeyreğinden sonra COVID-19 salgınının ve Ekim-Kasım aylarında oluşan kuraklık endişesinin etkisiyle görünür olmuştur. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün 2003-2021 gıda fiyat endeksi Mayıs 2020’de 91 iken Mayıs 2021’de 127’ya yükselmiştir. Türkiye’de ise Temmuz 2021 itibariyle son bir yılda gıda TÜFE’deki artışın (%24,9) genel TÜFE’deki artış (%18,9) üzerine çıkması gıda enflasyonunun göstergesi olmuştur. Politika Notu 31’de düşük ve orta gelirliler başta olmak üzere genel enflasyonu, tüketicileri, hatta tarımsal ürün ve gıda üreticilerini olumsuz yönde etkileyen gıda enflasyonu ile ilgili öngörüler, önlemler ve öneriler; verilere dayalı analizlerin ve çıkarımların ışığında ortaya koyulmuştur.