Logo

Yayınlar

Türkiye’de Göçmenlerin Entegrasyonu: Mevcut Durum ve Öneriler


İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) sağlıkta özelleşme, yeşil ekonomi, genç işsizlik, Üniversitelerde AR-GE, arabuluculuk ve uzlaştırma, nitelikli göçmen iş gücü, ev sahipliği ve kiracılık konularında yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi!  Dr. Betül Ok Şehitoğlu,  “Türkiye’de Göçmenlerin Entegrasyonu: Mevcut Durum ve Öneriler” başlıklı politika notunu, TODAM için kaleme aldı. Politika notunda; göçmenlerin barınma, sağlık, eğitim ve vatandaşlığa erişim alanlarındaki sorunlar tespit edildi ve uyum süreçlerinin iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve güncellenmesi için politika önerileri ortaya konuldu.  Politika notunda, entegrasyonun çok boyutlu olduğunun ve göçün değişen ve dönüşen dinamik yapısı içerisinde sürekli güncellenmesi gerektiğinin altı çizildi. Göçmenlere yönelik barınma imkânlarının iyileştirilmesi, güvenliklerinin sağlanması, çocukların eğitime katılımı, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve istihdam politikası geliştirilmesi gibi alanlarda politika önerilerine yer verildi. İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) sağlıkta özelleşme, yeşil ekonomi, genç işsizlik, Üniversitelerde AR-GE, arabuluculuk ve uzlaştırma, nitelikli göçmen iş gücü, ev sahipliği ve kiracılık konularında yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi!  Dr. Betül Ok Şehitoğlu,  “Türkiye’de Göçmenlerin Entegrasyonu: Mevcut Durum ve Öneriler” başlıklı politika notunu, TODAM için kaleme aldı. Politika notunda; göçmenlerin barınma, sağlık, eğitim ve vatandaşlığa erişim alanlarındaki sorunlar tespit edildi ve uyum süreçlerinin iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve güncellenmesi için politika önerileri ortaya konuldu.  Dr. Betül Ok Şehitoğlu,  “ ” başlıklı politika notunu, TODAM için kaleme aldı. Politika notunda;  Politika notunda, entegrasyonun çok boyutlu olduğunun ve göçün değişen ve dönüşen dinamik yapısı içerisinde sürekli güncellenmesi gerektiğinin altı çizildi. Göçmenlere yönelik barınma imkânlarının iyileştirilmesi, güvenliklerinin sağlanması, çocukların eğitime katılımı, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve istihdam politikası geliştirilmesi gibi alanlarda politika önerilerine yer verildi. Politika notunda,

Eğitimde Dijital Dönüşüm Harmanlanmış Öğrenme


Son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da etkisini gösteren internet, teknoloji ve mobilite uzaktan öğretim süreciyle beraber eğitim hayatının çok önemli bir parçası haline gelmiştir. Salgın süreci zorunlu dijital geçişleri hızlandırmış, bu geçişlerin kalıcı etkileri tartışılmaya başlanmış ve yaşanan değişimlerin salgından sonraki dönemde tamamen eski haline dönüşünün beklenmediği görülmektedir. Değişimin olumlu etkilerinin kalıcı hale getirilerek gelişimin amaçlanması sağlanmalıdır. Geleneksel öğrenme süreçleri ile uzaktan öğrenme süreçlerinin birlikte tasarlanması olarak ifade edilen harmanlanmış öğrenme, mevcut ihtiyaçların ve şartların göz önünde bulundurularak ve iki öğrenme ortamının en gü.lü yanları alınarak öğrenme/öğretme sürecini daha etkili ve verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu analiz raporunda, harmanlanmış öğrenmenin kuramsal temelleriyle birlikte harmanlanmış öğrenme modellerine, harmanlanmış öğrenme ortamlarının tasarımında göz önünde bulundurulması gereken unsurlara ve harmanlanmış eğitim örneklerine yer veriyor; öğrenme ortamlarının neden ve nasıl harmanlanabileceğine yönelik bir vizyon oluşturmayı amaçlıyoruz. Son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da etkisini gösteren internet, teknoloji ve mobilite uzaktan öğretim süreciyle beraber eğitim hayatının çok önemli bir parçası haline gelmiştir. Salgın süreci zorunlu dijital geçişleri hızlandırmış, bu geçişlerin kalıcı etkileri tartışılmaya başlanmış ve yaşanan değişimlerin salgından sonraki dönemde tamamen eski haline dönüşünün beklenmediği görülmektedir. Değişimin olumlu etkilerinin kalıcı hale getirilerek gelişimin amaçlanması sağlanmalıdır. Geleneksel öğrenme süreçleri ile uzaktan öğrenme süreçlerinin birlikte tasarlanması olarak ifade edilen harmanlanmış öğrenme, mevcut ihtiyaçların ve şartların göz önünde bulundurularak ve iki öğrenme ortamının en gü.lü yanları alınarak öğrenme/öğretme sürecini daha etkili ve verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu analiz raporunda, harmanlanmış öğrenmenin kuramsal temelleriyle birlikte harmanlanmış öğrenme modellerine, harmanlanmış öğrenme ortamlarının tasarımında göz önünde bulundurulması gereken unsurlara ve harmanlanmış eğitim örneklerine yer veriyor; öğrenme ortamlarının neden ve nasıl harmanlanabileceğine yönelik bir vizyon oluşturmayı amaçlıyoruz. Son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da etkisini gösteren internet, teknoloji ve mobilite uzaktan öğretim süreciyle beraber eğitim hayatının çok önemli bir parçası haline gelmiştir. Salgın süreci zorunlu dijital geçişleri hızlandırmış, bu geçişlerin kalıcı etkileri tartışılmaya başlanmış ve yaşanan değişimlerin salgından sonraki dönemde tamamen eski haline dönüşünün beklenmediği görülmektedir. Değişimin olumlu etkilerinin kalıcı hale getirilerek gelişimin amaçlanması sağlanmalıdır. Geleneksel öğrenme süreçleri ile uzaktan öğrenme süreçlerinin birlikte tasarlanması olarak ifade edilen harmanlanmış öğrenme, mevcut ihtiyaçların ve şartların göz önünde bulundurularak ve iki öğrenme ortamının en gü.lü yanları alınarak öğrenme/öğretme sürecini daha etkili ve verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu analiz raporunda, harmanlanmış öğrenmenin kuramsal temelleriyle birlikte harmanlanmış öğrenme modellerine, harmanlanmış öğrenme ortamlarının tasarımında göz önünde bulundurulması gereken unsurlara ve harmanlanmış eğitim örneklerine yer veriyor; öğrenme ortamlarının neden ve nasıl harmanlanabileceğine yönelik bir vizyon oluşturmayı amaçlıyoruz.

20. MİLLÎ EĞİTİM ŞÛRASI Görüş ve Öneriler


Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.   Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi, 20. Millî Eğitim Şûrası gündemini EPAM Politika Çalıştayları - III başlıklı çalıştayda masaya yatırdı. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu çalışmanın amacı, çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin geliştirilerek 20. Millî Eğitim Şûrası’na yönelik politika önerilerinin sunulmasıdır.  Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.  Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.  Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi, 20. Millî Eğitim Şûrası gündemini EPAM Politika Çalıştayları - III başlıklı çalıştayda masaya yatırdı. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu çalışmanın amacı, çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin geliştirilerek 20. Millî Eğitim Şûrası’na yönelik politika önerilerinin sunulmasıdır. 

COVID-19 SONRASI EĞİTİM: Değişimde Süreklilik İçin Tespitler ve Öneriler


Covid-19 salgınının günlük yaşantımıza etkileri halihazırda devam ederken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal ve ekonomik saikler okulların açılmasını adeta bir zorunluluk haline getirmiştir. Türkiye’de okullar yüz yüze eğitim için yeni eğitim öğretim yılına hazırlıklarını tamamlamaya çalışmaktadır. Salgının yayılımı açısından en kritik kamusal alanlardan biri olan okullarda sürecin nasıl yürütüleceği ve okullar açıkken salgının ne derece kontrol altında tutulabileceği konusu toplumun her kesiminde merak ve endişe uyandırmaktadır.Bu minvalde elinizdeki bu çalışmanın amacı Covid-19 salgını sürecinde kapalı kalan okulların yeni eğitim öğretim dönemine ne kadar hazır olduklarının değerlendirilmesi ve bu bağlamda politika önerilerinin ortaya konmasıdır.  Bu kapsamda ilk olarak okulların mevcut fiziksel koşullarının sağlık önlemleri açısından yeterliği ele alınmıştır. Okulların tam kapasite ile yüz yüze yeniden açılması sürecinde yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri ilgilendiren mevcut ve muhtemel problemler değerlendirilmiş ve çözüm önerilerine değinilmiştir. Akabinde eğitim-öğretim planlama, müfredat ve içeriklere dair analizler ile rezilyans uygulamalarının etkililiğini artıracak tavsiyelere yer verilmiştir. Sonuç bölümünde politika uygulayıcıları ve eğitim paydaşları için uygulanabilir ve somut politika notları sunulmuştur.Bu çalışma Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi’nin (EPAM) Covid-19 salgını sonrasındaki süreçte okullarımızın yeni eğitim öğretim sezonuna hazır olma durumunu anlamak ve değerlendirmek için organize ettiği çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin genişletilmesi ile hazırlanmıştır. Çalışmada akademisyenlerin, okul yöneticilerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve eğitim araştırmacılarının katılımı ve katkısıyla çözüm önceliği taşıyan sorunların tanımlanması ve çözümü için gerekli adımların atılması adına politika uygulayıcılarına yol gösterici notlar ve tespitler derlenmiştir.  Covid-19 salgınının günlük yaşantımıza etkileri halihazırda devam ederken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal ve ekonomik saikler okulların açılmasını adeta bir zorunluluk haline getirmiştir. Türkiye’de okullar yüz yüze eğitim için yeni eğitim öğretim yılına hazırlıklarını tamamlamaya çalışmaktadır. Salgının yayılımı açısından en kritik kamusal alanlardan biri olan okullarda sürecin nasıl yürütüleceği ve okullar açıkken salgının ne derece kontrol altında tutulabileceği konusu toplumun her kesiminde merak ve endişe uyandırmaktadır. Covid-19 salgınının günlük yaşantımıza etkileri halihazırda devam ederken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal ve ekonomik saikler okulların açılmasını adeta bir zorunluluk haline getirmiştir. Türkiye’de okullar yüz yüze eğitim için yeni eğitim öğretim yılına hazırlıklarını tamamlamaya çalışmaktadır. Salgının yayılımı açısından en kritik kamusal alanlardan biri olan okullarda sürecin nasıl yürütüleceği ve okullar açıkken salgının ne derece kontrol altında tutulabileceği konusu toplumun her kesiminde merak ve endişe uyandırmaktadır. Bu minvalde elinizdeki bu çalışmanın amacı Covid-19 salgını sürecinde kapalı kalan okulların yeni eğitim öğretim dönemine ne kadar hazır olduklarının değerlendirilmesi ve bu bağlamda politika önerilerinin ortaya konmasıdır.  Bu kapsamda ilk olarak okulların mevcut fiziksel koşullarının sağlık önlemleri açısından yeterliği ele alınmıştır. Okulların tam kapasite ile yüz yüze yeniden açılması sürecinde yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri ilgilendiren mevcut ve muhtemel problemler değerlendirilmiş ve çözüm önerilerine değinilmiştir. Akabinde eğitim-öğretim planlama, müfredat ve içeriklere dair analizler ile rezilyans uygulamalarının etkililiğini artıracak tavsiyelere yer verilmiştir. Sonuç bölümünde politika uygulayıcıları ve eğitim paydaşları için uygulanabilir ve somut politika notları sunulmuştur. Bu minvalde elinizdeki bu çalışmanın amacı Covid-19 salgını sürecinde kapalı kalan okulların yeni eğitim öğretim dönemine ne kadar hazır olduklarının değerlendirilmesi ve bu bağlamda politika önerilerinin ortaya konmasıdır.  Bu kapsamda ilk olarak okulların mevcut fiziksel koşullarının sağlık önlemleri açısından yeterliği ele alınmıştır. Okulların tam kapasite ile yüz yüze yeniden açılması sürecinde yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri ilgilendiren mevcut ve muhtemel problemler değerlendirilmiş ve çözüm önerilerine değinilmiştir. Akabinde eğitim-öğretim planlama, müfredat ve içeriklere dair analizler ile rezilyans uygulamalarının etkililiğini artıracak tavsiyelere yer verilmiştir. Sonuç bölümünde politika uygulayıcıları ve eğitim paydaşları için uygulanabilir ve somut politika notları sunulmuştur. Bu çalışma Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi’nin (EPAM) Covid-19 salgını sonrasındaki süreçte okullarımızın yeni eğitim öğretim sezonuna hazır olma durumunu anlamak ve değerlendirmek için organize ettiği çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin genişletilmesi ile hazırlanmıştır. Çalışmada akademisyenlerin, okul yöneticilerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve eğitim araştırmacılarının katılımı ve katkısıyla çözüm önceliği taşıyan sorunların tanımlanması ve çözümü için gerekli adımların atılması adına politika uygulayıcılarına yol gösterici notlar ve tespitler derlenmiştir. Bu çalışma Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi’nin (EPAM) Covid-19 salgını sonrasındaki süreçte okullarımızın yeni eğitim öğretim sezonuna hazır olma durumunu anlamak ve değerlendirmek için organize ettiği çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin genişletilmesi ile hazırlanmıştır. Çalışmada akademisyenlerin, okul yöneticilerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve eğitim araştırmacılarının katılımı ve katkısıyla çözüm önceliği taşıyan sorunların tanımlanması ve çözümü için gerekli adımların atılması adına politika uygulayıcılarına yol gösterici notlar ve tespitler derlenmiştir.

2022 Millî Eğitim Bakanlığı Bütçesi


Devlet idarelerine ait geliri ifade eden ve diğer bir adıyla konsolide bütçe olarak bilinen Merkezi Yönetim Bütçesi, genel ve katma bütçeli idarelerin toplamından oluşmaktadır. Merkezi Yönetim Bütçesi’nin son 6 yılına baktığımızda, bütçenin bir önceki yıla oranla artış gösterdiği görülmektedir.​Merkezi Yönetim Bütçesi (giderler), son 5 yıldır bir önceki yılın enflasyon oranının üzerinde bir artış göstermekteyken bu yıl, bir önceki senenin enflasyon oranı olan %36,08 oranının altında kalarak %30,07 oranında artmıştır.    Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi olarak hazırladığımız bu çalışmada; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2022 yılı için oluşturduğu bütçe planlamasını eğitim alanı ekseninde ele alıyor, Millî Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçe kalemlerini yıllara göre detaylarıyla inceliyor ve bu doğrultuda mevcut eğitim politikalarının uygulanabilirliğini tartışmaya açıyoruz.  Devlet idarelerine ait geliri ifade eden ve diğer bir adıyla konsolide bütçe olarak bilinen Merkezi Yönetim Bütçesi, genel ve katma bütçeli idarelerin toplamından oluşmaktadır. Merkezi Yönetim Bütçesi’nin son 6 yılına baktığımızda, bütçenin bir önceki yıla oranla artış gösterdiği görülmektedir. ​Merkezi Yönetim Bütçesi (giderler), son 5 yıldır bir önceki yılın enflasyon oranının üzerinde bir artış göstermekteyken bu yıl, bir önceki senenin enflasyon oranı olan %36,08 oranının altında kalarak %30,07 oranında artmıştır.  Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi olarak hazırladığımız bu çalışmada; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2022 yılı için oluşturduğu bütçe planlamasını eğitim alanı ekseninde ele alıyor, Millî Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçe kalemlerini yıllara göre detaylarıyla inceliyor ve bu doğrultuda mevcut eğitim politikalarının uygulanabilirliğini tartışmaya açıyoruz.